NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. temin etmek; teminat vermek, garanti etmek; korkusuzca beyan etmek; salahiyet vermek; memur etmek; izin vermek, ruhsat vermek; kefil olmak; hak kazandırmak; her zararını tazmin edeceğine taahhüt etmek. No excuse can warrant this misbehavior. Hiçbir özür bu kötü davranışı mazur gösteremez. Bu kötü davranışa göz yumulamaz. I warrant you. Sizi temin ederim ki. warrantable s. caiz; garanti edilir. warrantably z. caiz sayılacak şekilde.
i., huk. tevkif müzekkeresi; arama tezkeresi; kefalet, teminat, garanti; ruhsat, yetki, salâhiyet; makbuz; ask. tayin emri. warrant for one's arrest tevkif müzekkeresi. warrant officer gedikli erbaş.
i., huk. kefalet, kefaletname; garanti; yetki, salahiyet, hak.
Alışveriş Sepetiniz