NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
ünlem, (f). Haydi! Defol! Kışt! Hoşt!; (f). kovmak. shooin (i)., (A.B.D)., (k).dili kolay kazanılan seçim veya yarış; kazanacağı önceden belli olan kimse.
(i)., (A.B.D). ayak sürterek yapılan dans; bir çeşit tart.
(i)., (f). fıçı veya sandık yapmak için hazırlanmış malzeme; başak demetleri kümesi; (f). fıçılık tahtaları demet haline getirmek.
(bak). shake.
(f). (shot shooting) (i). atmak, fırlatmak; ateş etmek; (gen). out ile (filiz) sürmek; silâhla öldürmek veya yaralamak, vurmak; (sekstantla) ölçmek; akıntı ile geçmek; üzerinden hızla geçmek; fotoğraf çekmek; içine başka renk karıştırmak; tüfek kullanmak; çıkmak, fışkırmak; fırlamak, atılmak; zonklamak; (i). atış; av partisi; filiz, sürgün; geyik boynuzunun filizi; futbolda şut. shoot at nişan alıp ateş etmek; (k).dili çabalamak. shoot down silâhla vurup düşürmek. shoot off atmak, silâh atmak. shoot off one's mouth argo ağzına geleni söylemek. shoot one's bolt (k).dili elinden geleni yapmak. shoot over her yeri dolaşıp avlamak. shoot straight tam isabet kaydetmek; (k).dili dürüst davranmak. shoot the works (k).dili bütün sermayeyi yatırmak, bütün gücünü harcamak. shoot to pieces dağıtmak, mahvetmek. shoot up hızla büyümek; yukarıya fırlamak; ateş altına almak; (A.B.D). (kovboy filmlerinde) rasgele ateş etmek.
avcı kulübesi.
(i). vurucu, nişancı, atıcı.
Alışveriş Sepetiniz