NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
kıs. possession, possessive, possible, possibly.
i. heyet, takım; polis müfrezesi. posse comitatus ihtilal zamanında polis müdürünün yardıma çağırdığı halk. in posse huk. mümkün, kuvvede.
f. sahip olmak, malik olmak, mutasarrıfı olmak; hükmetmek. possessed s. sahipli; soğukkanlı; mecnun; çılgın; azimkâr. possessed with niyetli, azimkâr; mecnun.
i. malik olma, iyelik, sahip olma, zilyetlik; çoğ. servet, mal, mülk; cin çarpması, cinnet, delilik; kendine hâkim olma; müstemleke, sömürge. Possession is nine points of the law bak. point. give possession. vermek, teslim etmek, istimlâk ettirmek. in possession elde etmiş, elinde, tasarrufunda. take possession zaptetmek, almak.
s., i. malik olan; tahakküm edici: gram. iyelik belirten, mülkiyet ifade eden; i.- in hali possessive case -in hali. possessive relation isimle tamlama, izafet. possessively z. tahakküm ederek, sahip çıkarak. possessiveness i. tahakküm etme, sahip çıkma.
i. mal sahibi; huk. zilyet, malik sıfatıyle tasarruf eden kimse. possessory s. zilyete veya zilyetliğe ait.
i. şarap veya bira ile kestirilmiş baharatlı sıcak süt.
i. imkan, olanak; gerçekleşmesi mümkün olan olay.
s., i. mümkün, imkân dahilinde, muhtemel, kabil, akla sığar; i. mümkün olan şey, imkân. possibly z. belki, ihtimal, mümkündür ki.
i., k.dili, bak. opossum. play possum ölü taklidi yapmak.
Alışveriş Sepetiniz