NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. yükletmek, yüklemek; yükünü vermek; hediye yağdırmak; hile yapmak için zarı doldurmak; birine tesir ederek haksız hüküm verdirmek; doldurmak; fotograf makinaslna film koymak; tıkabasa doldurmak (mide); hayat sigortasına zam koymak; yüklenmek, üzerine yük almak; silah doldurmak. load up yükletmek.
i. yük, hamule; sıklet, ağırlık; endişe, üzüntü, kaygı; fikir yorgunluğu; silâh doldurmak için barut ve fişek; mak. mukavemet; bir cihazın ihtiva ettiği elektrik miktarı, şarj. load displacement den. geminin tam yükünü alınca çektiği su. load factor bir elektrik santralından alınan ortalama elektrik miktarının elde edilebilecek maksimum miktara oranı. load line den. tam yüklü geminin suya batacağı kısmı gösteren çizgi. loads i., k.dili çok miktar, yığın. loads of love pek çok sevgiler, kucak dolusu sevgiler. get a load of A.B.D., (argo) göz atmak. take a load off one's mind endişesini gidermek.
s. dolu; hileli (zar);( argo )sarhoş; (argo) zengin. loaded question şaşırtıcı soru. loaded statement iki anlamlı söz.
i. yükleten veya dolduran kimse veya alet; vinç gibi yükleme makinası.
yükleniyor; (fiil) to load, yüklemek, bir cihaza dosya veya veri yüklemek (bilgisayar, mobil telefon); bir gemiye veya herhangi bir yük taşıyıcı araca yükleme yapmak. (isim) yükleme.
bak. lodestar.
bak. lodestone.
Alışveriş Sepetiniz