NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

jud ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: jud
Bulunan Sonuç: 18

jud

kıs. Judes.

jud(a)ea

i. Roma imparatorluğunda Filistin'in güney kısmı.

judah

i., K.M., tar. Yahuda.

judaic,-ical

s. Musevilere ait.

judaism

i. Musevilerin dinsel inanç ve ilkeleri.

judaize

f. Musevileşmek, Musevileştirmek.

judas

i. Hazreti İsa'ya ihanet eden öğrencisinin adı, Yahuda; arkadaşına ihanet eden kimse. Judas tree erguvan, bot. Cercis siliquastrum.

judg(e)ment

i. hüküm, karar, yargı; bildiri, tebligat; bir davanın görülmesi; netice; muhakeme, yargılama, temyiz kuvveti; takdiri ilahi; kıyamet; mat. hüküm. judgment on default gıyabi karar. Judgment Day kıyamet günü, hüküm günü. judgment debt mahkeme kararına dayanan borç. judgment hall mahkeme salonu. judgment seat hâkim makamı, mahkeme. a judgment on one birine Allahın gazabından gelen ceza. in my judgment benim fikrimce, zannıma göre, bana kalırsa. the Last Judgment kıyamet. pass judgment hükmetmek. reserve judgment hüküm vermeyi uzatmak.

judge

i. yargıç, hâkim; hakem; aralarında uyuşmazlık olan iki kişinin arasını bulan kimse; bilirkişi; Yahudi tarihinde krallardan önce hüküm süren hâkimlerden biri; b.h., çoğ. Eski Ahitte Hakimler kitabı. judge advocate askeri mahkeme. savcısı. a good judge of horses at uzmanı. judgeship i. hâkimlik, yargıçlık.

judge

f. hükmetmek; hüküm vermek; muhakeme etmek, yargılamak, bir mesele hakkında fikir edinip karar vermek; doğrusunu araştırmak; tenkit etmek; bir davayı çözmek.

judicable , judiciable

s. yargılanması olanaklı, hakkında hüküm verilebilir.

judicator

i. yargıç, hâkim. judicative s. hüküm kudreti olan, yargılamada uzman. judicatory s., i. hükümle ilgili, yasamayla ilgili, hükmeden; i. mahkeme; yasama kurulu; yasama.

judicature

i. yargılama hakkı, yargılama işlev ve işlemi; hâkimlik; mahkeme, hâkimler heyeti.

judicial

s. adli mahkemelere veya hükümlerine ait, hâkime ait; adli, hukuki; yargılayan; şer'i. judicial assembly hakimler heyeti, adli encümen. judicial discretion huk. takdir hakkı. judicial murder adli katil, adli hata üzere idam. judicial notice huk. meşhur ve bilinen hususlar hakkında mah- kemenin bilgisi. judicial separation huk. karı koca arasında boşanmaya gidebilecek ayrı oturma kararı. judicially z. hukuken, kanuna göre; tarafsız olarak.

judiciary

s., i. adli, hukuki, muhakemeye ait; i. yasama kurulu; bu işlevi yürütmek için kurulan mahkeme sistemi, adliye; hâkimler.

judicious

s. akıllı, tedbirli, iyi düşünebilen; sağgörülü; mantık ve muhakeme ile yapılmış. judiciously z. mantıklı bir şekilde, akıllıca. judiciousness i. sağgörülülük, basiretlilik.

judo

i. judo.

judy

i. İngiliz kukla oyununda Punch'ın karısı.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL