NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(s). uygun, münasip, yakışır, yaraşır, Iâyık, elverişli; hazır; zinde, sıhhatli. fit for nothing hiç bir işe yaramaz. fit to be seen görülmeye hazır. fit to be tied (h). dili çok kızmış, çok sinirli; sabırsız, patlayacak halde. a dish fit for a king krallara lâyık bir yemek. dressed up fit to kill (A.B.D)., (k).dili çok gösterisli bir şekilde giyinmiş.
(f). (ted, ting) (i). uygun olmak; uygun bir hale getirmek, prova etmek; uydurmak; dikkatle üzerine koymak; uymak; uygun gelmek, münasip olmak; yakışmak; (i). uyma, uygun gelme, munasip olma. tight fit sıkı geçme. fit out ihtiyacını temin etmek, teçhiz etmek.
(i). hastalık nöbeti, sara, ihtilaç, tutarak; ani olarak zuhur eden geçici hal; devre. a fainting fit baygınlık nöbeti, bayılma. by fits and starts ara sıra, düzensiz olarak, ıspazmoz kabilinden. have a fit sarası tutmak; slang deli olmak. have a fit of laughter gülmesi tutmak. fitful (s). düzensiz, kesik kesik.
(i). (zool). sansara benzer küçük bir hayvan, kokarca; bu hayvanın kürkü. fitch (i)., fitch brush kokarca kılından fırça.
(z). Iâyık olduğu şekilde, munasip surette, yerinde.
(i). Iiyakat; uygun ve yerinde oluş; sıhhatte oluş.
(i). prova eden terzi; (mak). boru işlerine bakan kimse.
(i)., (s)., (gen). (çoğ). prova; tertibat, teçhizat, takım; (s). uygun, münasip, yerinde.
Alışveriş Sepetiniz