NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i)., (f). tarak, deniz tarağı, istiridye; (k.dili). sessiz ve içine kapanık kimse; (f). deniz tarağı toplamak. clambake (i)., (ABD). deniz tarağı pişirilip yenen bir piknik. clamshell i tarak kabuğu; çift çeneli kova. clam up (ABD)., (argo). sessizleşmek.
(i). mengene.
(s). gürültülü; Israrlı, yapışkan.
(f)., (i). tırmanmak, güçlükle tırmanmak; clamberer (i). el ve ayakla tırmanan kimse.
(s). ıslak, yaş, rutubetli, yapışkan, soğuk. clamminess (i). ıslak ve yapışkan oluş.
(i)., (f). haykırma, feryat, yaygara; gürültü; (f). yaygara ile istemek; yaygara kopararak zorlamak; haykırmak, feryat etmek.
(s). gürültülü, patırtılı; yaygaracı, şirret. clamorously (z). gürültüyle.
(i)., (f). mengene, kıskaç, kenet; kelepçe, krampon; (f). mengene ile sıkıştırmak, kasmak, germek, bastırmak, tespit etmek. clamp coupling kenetli kavrama, sıkma, kavrama. clamp screw sıkma vidası. clamp down on daha titiz olmak; menetmek.
Alışveriş Sepetiniz